• bilgi@busrayigit.av.tr
  • 0543 745 40 75
ARA 0543 745 40 75

İSTİHKAK DAVASI NEDİR? İSTİHKAK DAVASI NE ZAMAN AÇILIR? İSTİHKAK DAVASINI KİM AÇABİLİR? İSTİHKAK DAVASI SÜRESİ HAKKINDA YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI

İSTİHKAK DAVASI NEDİR? İSTİHKAK DAVASI NE ZAMAN AÇILIR? İSTİHKAK DAVASINI KİM AÇABİLİR? İSTİHKAK DAVASI SÜRESİ HAKKINDA YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI

İSTİHKAK İDDİASI MÜLKİYET YAHUT SINIRLI AYNI HAKKA DAYANIR. HAKSIZ OLARAK BİR ŞEKİLDE ELE GEÇİRİLMİŞ YAHUT ALIKONULAN EŞYANIN , MALİKİNE YA DA SINIRLI AYNİ HAK SAHİBİNE GERİ VERİLMESİ İSTEMİNE DAYANIR. 

İCRA VE İFLAS KANUNU MADDE 96'YA GÖRE ; 

İstihkak iddiasına itiraz

A - Borçlunun zilyedliği

1 – Hazırlık safhası

Madde 96 – (Değişik: 18/2/1965 - 538/53 md.)

Borçlu, elinde bulunan bir malı başkasının mülkü veya rehni olarak gösterdiği yahut üçüncü bir şahıs tarafından o mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia edildiği takdirde, icra dairesi bunu haciz ve icra tutanaklarına geçirir ve keyfiyeti iki tarafa bildirir.

İcra dairesi aynı zamanda istihkak iddiasına karşı itirazları olup olmadığını bildirmek üzere alacaklı ve borçluya üç günlük mühlet verir. Sükütları halinde istihkak iddiasını kabul etmiş sayılırlar.

Malın haczine muttali olan borçlu veya üçüncü şahıs, ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içinde istihkak iddiasında bulunmadığı takdirde, aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybeder. İstihkak iddiasının yapıldığı veya istihkak davasının açıldığı tarihte istihkak müddeisi ile birlikte oturan kimseler yahut bu şahısların iş ortakları, iddianın yapıldığı tarihte veya istihkak davası 97 nci maddenin 9 uncu fıkrası gereğince açılmışsa davanın açıldığı tarihte malın haczine ıttıla kesbetmiş sayılırlar.

 

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

Esas Numarası: 2004/21-710

Karar Numarası: 2004/727

Karar Tarihi: 15.12.2004

İSTİHKAK DAVASI

DAVA AÇMA SÜRESİNİN KESİLMESİ

ÖZETİ: Yasal süresi içinde yapılan istihkak iddiası ile, dava açma süresi kesilmiştir. O hâlde, istihkak iddiasının süresinde olduğu kabul edilerek, davanın esası incelenerek ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, “davacının, süresinde istihkak iddiasında bulunmadığından” söz edilerek “davanın reddine” karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.

Taraflar arasındaki “istihkak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Çanakkale İcra Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 9.10.2003 gün ve 2003/144-282 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili ve davalı borçlu M. B. tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 24.2.2004 gün ve 2003/11404, 2004/1457 sayılı ilamı ile;

“...Uyuşmazlık 3.kişinin İİK’nun 96 ve onu izleyen maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir.

İcra Mahkemesince haciz 3. kişi ile birlikte oturan borçlu kızı N. B. huzurunda yapılmış olmasına karşın istihkak davasının haciz tarihinden itibaren 7 günlük yasal süre geçtikten sonra açılmış olduğu gerekçesiyle süre yönünden reddine karar verilmiş hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

1.5.2003 tarihinde yapılan taşınır mal haczi sırasında hazır bulunan borçlu N. B. haczedilen malların davacıya ait olduğunu söylemek ve bu iddiasını haciz tutanağına yazdırmak suretiyle 3.kişi lehine (İİK’Md. 96/1 ) istihkak iddiasında bulunmuştur. Yasal süresi içinde yapılan bu istihkak iddiası ile dava açma süresi kesilmiştir. Alacaklı istihkak iddiasına karşı çıktığından İcra Müdürlüğünce İİK'nun 97.maddesindeki prosedürün işletilmesi gerekir. Bu prosedür işletilmediği sürece 3.kişi davasını hacizli mal satılarak bedelinin alacaklıya ödenmesine kadar açabilir. Bu durumda, dava süresinde açıldığından, işin esasına girilerek, taraf kanıtları toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde süreden red kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

O halde, davacı 3. kişi ile borçlunun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır...”

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

İİK.’nun 96/1. maddesinde, “Borçlu, elinde bulunan bir malı başkasının mülkü veya rehni olarak gösterdiği yahut üçüncü şahıs tarafından o mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia edildiği takdirde...” demek suretiyle istihkak iddiasını “üçüncü kişinin kendi adına ve borçlunun üçüncü kişi yararına ileri sürebileceği öngörülmüştür.

Bunun gibi, 30.7.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4949 sayılı Kanunun 20. maddesiyle değiştirilen İİK.’nun 85/2. maddesi de, “... borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran şahıslar taşınır mal üzerinde üçüncü bir şahsın mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir aynî hakkının bulunması.... halinde bu hususu haciz yapan memura beyan etmek...” demek suretiyle haczedilen malı borçlu ile birlikte elinde bulunduran kişilere üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmak olanağı tanımıştır.

Somut olayda; davalı borçlu N. B. tarafından haciz işlemi sırasında sözlü olarak, haczedilen eşyaların babasına (davacı üçüncü kişiye) ait olduğunun bildirilmesi ile İstihkak iddiasında bulunulmuş ve bu durum haczi yapan icra memurunca haciz tutanağına yazılmıştır.

Borçlunun, haczedilen malın üçüncü kişiye ait olduğunu söylemesi, üçüncü kişi adına yapılmış bir istihkak iddiası niteliğindedir. Üçüncü kişi, borçlu tarafından lehine yapılmış olan istihkak iddiasına itiraz etmedikçe borçlunun yaptığı istihkak iddiası geçerlidir. Yasal süresi içinde yapılan bu istihkak iddiası ile dava açma süresi kesilmiştir. Bu durumda, icra müdürlüğünce İİK.’nun 96/1-2. maddelerindeki istihkak prosedürü yürütülerek, alacaklının süresinde itirazı halinde ise İİK.’nun 97. maddesi uyarınca dosyanın, takibin devamı veya durdurulması hakkında bir karar vermek üzere merci hâkimliğine tevdi edilmesi gerekir. Üçüncü kişi, bu kararın tebliğinden itibaren en geç yedi gün içinde dava açabilir (İİK. 97/1. md). Ancak, bu işlemlerin yerine getirilmesi, dava açılabilmesi için bir ön koşul değildir. Öncesinde de üçüncü kişinin istihkak davası açmasında yasal bir engel bulunmamaktadır.

Yasal süresi içinde yapılan istihkak iddiası ile dava açma süresi kesilmiştir. O halde, istihkak iddiasının süresinde olduğu kabul edilerek davanın esası incelenmek ve sonucuna göre karar verilmek gerekirken “davacının süresinde istihkak iddiasında bulunmadığından” söz edilerek “davanın reddine” karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.

Bu nedenle Özel Dairenin bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup, direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 15.12.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

Keşan Avukat, boşanma, KARŞILIKSIZ ÇEK ŞİKAYETİ, ceza, aile, hukuku, keşan boşanma avukatı, keşan ceza avukatı, keşan , keşan sigorta avukatı, keşan sözleşme avukatı, keşan tapu avukatı, keşan miras avukatı, Keşan'da en iyi avukat, idare, tarım, taşınmaz, çiftçi, yabancı, göç, vatandaşlık, sigorta, kamulaştırma, danışmanlık, velayet, tapu davası avukatı, şirket avukatı, enez avukat, ipsala avukat, uzunköprü avukat, edirne avukat, keşan ceza avukatı, uyuştucurucudan ne kadar yatarım, keşan tapu davası avukatı, keşan ceza mahkemesi, keşan adliyesi

MAKALELER