İnşaat yapımından kaynaklı davalarda bilirkişi raporu alınması gerektiği ve inşaatın ne durumda olduğunun tespit edilmesi gerektiği, müteahhit ücretinin bu tespite göre hesaplanacağı hakkında Yargıtay Kararları mevcuttur. Örnek Yargıtay Kararı:
(Kapatılan)15. Hukuk Dairesi 2009/3142 E. , 2010/3999 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eksik iş bedelinin tahsili istemiyle açılmış, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ve verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Yanlar arasında adî yazılı şekilde yapılan 15.11.2006 günlü sözleşme, davacı tarafından iş sahibi, davalı tarafından ise yüklenici sıfatlarıyla imzalanmıştır. Yüklenici davalı, davacıya ait Yahşibey Köyünde bulunan 452 nolu parsel üzerine; bir bodrum, bir zemin kat ve birinci kattan ibaret 90 m2 yüzölçümlü inşaatın 16.500,00 TL götürü bedelle sözleşmede kararlaştırılan koşullarla yapımını yüklenmiştir.
Yanlarca kararlaştırılan götürü bedelden 12.500,00 TL'nin davacı tarafından davalıya ödendiği çekişmesizdir. Davacı, sözleşmede kararlaştırılmış olduğu halde davalının birinci kat taş duvarlarını ve inşaatın sıva işlerini hiç yapmadığını başkaca eksik ve kusurlu işler de olduğunu ileri sürerek Dikili Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2007/28 D.İş sayılı delil tespiti dosyasına sunulan 12.08.2007 günlü raporu dayanak alarak, 13.200,00 TL maddi tazminatın tahsilini istemiştir. Davalı yüklenici ise, inşaatın sözleşmede kararlaştırılan şekilde inşaat yapılmasının zeminden kaynaklanan sebeplerle mümkün olmadığını, inşaatın bodrum katının yapılmadığını, zemin katın ve birinci katın sıva hariç bütün işlerinin yapılmış olduğunu, zemin durumu ve inşaat tekniği gereği davacının bodrum kat yapımından vazgeçtiğini; ancak, sözleşmeye aykırı olarak davacının çatı kapı yapımını da istediğini, sıva bedeli hariç 1.500,00 TL daha alacaklı olduğunu savunmuştur.
Mahkemece, hükme dayanak alınan ve bilirkişi Hüseyin Türken tarafından sunulan tüm raporlarda, inşaatın yapımı için 3194 Sayılı İmar Yasası hükümleri gereğince, inşaat ruhsatı alınmasının gerekip gerekmediği açıklanmamıştır. 3194 Sayılı Yasanın inşaatın yapıldığı yere göre 21 ve 27. maddeleri hükümleri gereğince, 26. maddesinde gösterilen
15.H.D.
2009/3142
2010/3999
istisna dışında kalan inşaatların yapımı ilgili makamdan izin alınmasına bağlıdır. İnşaat ruhsatı alınmadan yapılan inşaatlar tamamen, inşaat ruhsatına kısmen aykırı yapılan inşaatların ruhsata aykırı kısımları “kaçak” inşaat sayılır. Kaçak inşaat, yasal hale getirilmedikçe eksik ve kusurlu işler bedeli istenemez. Davalı yüklenici dahi inşaatın onaylı projesinin ve ruhsatının bulunmadığını ileri sürmektedir. Mahkemenin öncelikle sözleşme konusu inşaatın “yasal” olup olmadığını belirlemesi gerekmektedir.
Diğer yandan, yanlar arasında yapılan sözleşmeyle fiilen yapılan inşaat, bilirkişi tarafından karşılaştırılmamış ve fiilen yapılan inşaatın inşaat tekniğinin gereği olup olmadığı açıklanmamıştır. Sözleşmede kararlaştırılan koşullara karşın, inşaatın mevcut durumu ile yapılması inşaat tekniği veya imar durumu gereğince zorunlu ise veyahut davacı tarafından mevcut şekliyle yapılmasının istenmiş olduğunun kabulü gerekiyor ve ayrıca inşaat yasal ise, ya da yasal hale getirilmiş ise, somut olayda dava tarihi itibariyle eksik işler bedeli taleple bağlı kalınmak suretiyle yerinde keşif ve ayrı bir inşaat mühendisi aracılığıyla yaptırılacak inceleme sonucu, serbest piyasa rayiçlerine göre belirlenmelidir.
Borçlar Kanunu'nun 365/I. maddesi gereğince, iş bedeli, taraflarca götürü olarak kararlaştırılmış ise, yüklenici iş-eseri kararlaştırılan fiyatla yapmak zorundadır. İş-eser önceden kestirilebilenden daha çok çalışmayı ve gideri gerektirmiş olsa bile yüklenici, işi kararlaştırılan bedelle yapmak zorundadır ve bedelin artırılmasını isteyemez. Az yukarıda açıklandığı üzere, davacı yüklenici 14.000,00 TL iş bedelini hakettiğini ileri sürmektedir. İnşaatın yasal olduğunun belirlenmesi durumunda, mahkemece uzman bilirkişi aracılığıyla yerinde keşif yapılarak yüklenicinin işten el çektiği tarihteki yapılan işin varsa nefaset farkları da düşülerek tüm işe oranınının saptanması, bu oranın götürü bedele uygulanması, hakettiği iş bedelinin 12.500,00 TL'den fazla olması halinde 12.500,00 TL'sinin o miktardan, düşülerek hakettiği iş bedelinin saptanması; aksi halde ise, davacının hakettiği iş bedelinin 12.500,00 TL olduğu kabul edilmelidir. Davacının hakettiği iş bedelinden davalının ödemediği bakiyenin ise, mahkemece belirlenecek eksik iş bedelinden mahsubu yapılmalıdır.
Yukarıda açıklanan hususlar gözetilmeden eksik soruşturma ile yetersiz bilirkişi raporunun hükme dayanak alınması doğru olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davalı yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 12.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Not: Kanuna ve yazılı hukukumuza göre müteahhidin hak ettiği inşaat bedeli "ücret" adı altında tanımlanmamıştır. Müteahhitlerin hak edişleri "inşaat bedeli" olarak anılmaktayken, bağlı çalışan işçilerin hak edişleri "ücret" olarak tanımlanır. Ancak daha anlaşılır olması için "ücret" kavramı kullanılmıştır.