KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞI KARARI VERMEK TAKDİR YETKİSİNDEDİR -
ÖLÜMLÜ TRAFİK KAZASI SORUŞTURMASINDA KUSUR TESPİT ETMEYEN ADLİ TIP RAPORU KARŞISINDA İDDİANAME DÜZENLENMEMESİ HUKUKA UYGUNDUR -
YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ KYOK HAKKINDA
YARGITAY
9. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2008/21903
Karar Numarası: 2009/3152
Karar Tarihi: 18.03.2009
KAMU DAVASINI AÇMADA TAKDİR YETKİSİ
KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR KARAR
5271 s. CMK/170, 171, 172, 309
Taksirle iki kişinin ölümüne neden olmak suçundan şüpheli B.D hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 15.05.2007 tarihli ve 2006/16581 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair, mercii Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanınca verilen 04.04.2008 tarihli ve 2008/309 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre, 11.10.2006 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda şüpheli BD'in kullandığı araç ile karşıdan gelen araca çarpması sonucu araç içindeki Y.B ve K.B'nin öldüğü, bu kaza nedeniyle Adli Tıp Kurumu Trafik Ihtisas Dairesi tarafından 25.04.2007 tarihli rapor düzenlendiği ve bu rapora göre de şüphelinin kusursuz olduğunun belirtildiği cihetle, şüpheliye olay nedeniyle atfı kabil kusur bulunmadığı, şüpheliye atfı kabil kusur bulunmadığından hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171/1 maddesinde "Cezayı kaldıran şahsi sebep olarak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını gerektiren koşulların ya da şahsi cezasızlık sebebinin varlığı halinde, Cumhuriyet Savcısı kovuşturmaya yer olmadığı kararı verebilir" hükmü karşısında kusursuzluk hallerinin 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 1. kitabının 2. kısmının 2. bölümünde sayılan ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenler arasında sayılmadığının görüldüğü anlaşılmakla, anılan eylem nedeniyle mevcut delillerin takdir ve değerlendirilmesinin mahkemesine ait olduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığının 24.11.2008 gün ve 55774 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.12.2008 gün ve 2008/256294 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Tüm dosya kapsamına göre; geceleyin meskun mahal dışında yer alan, aydınlatmasız, asfalt, 7.40 metre genişlikteki yolda seyreden ölenin, karşıdan karşıya geçmek üzere yoluna giren yayaya çarpmamak için aracıyla sola doğru kaçması ve bu suretle şüphelinin şeridine tecavüz ederek aynı şeritte çarpışmaları şeklinde meydana gelen olayda sanığın kusurunun bulunmadığına ilişkin olarak düzenlenmiş ve oluşa uygun olan 10.11.2006 tarihli kaza tespit tutanağı, 14.11.2006 tarihli keşif sonucu hazırlanmış bilirkişi raporu, 25.04.2007 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporuna dayanarak verilmiş kovuşturmaya yer olmadığına dair 15.05.2007 tarihli kararda "şüphelinin olayın meydana gelişinde atfı kabil kusurunun bulunmadığı" gerekçesine dayanıldığı, 5271 sayılı CMK'nın 170/2 maddesi uyarınca soruşturma evresi sonunda toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturmaması nedeniyle iddianame düzenlenmediğinin, Cumhuriyet Savcısının soruşturma evresi sonunda kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde ediIememiş olması nedeniyle CMK'nın 172/1 maddesi uyarınca yazılı şekilde karar vermiş olduğunun karar gerekçesinden açıkça anlaşıldığı, verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda CMK 171/1 maddesi kapsamında "cezayı kaldıran şahsi sebep olarak etkin pişmanlık hükümlerine ya da şahsi cezasızlık sebebine varlığına" dair bir gerekçeye yer verilmemiş olduğu, karara karşı yapılan itirazın da CMK 172/1 maddesi kapsamında değerlendirilip karara bağlandığının anlaşılması karşısında,
SONUÇ : Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin itirazın reddine dair kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan kanun yararına bozma istemine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği bu nedenlerle yerinde görülmediğinden istemin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Keşan Avukat, KEŞAN CEZA AVUKATI, EDİRNE CEZA AVUKATI, ENEZ CEZA AVUKATI, İPSALA CEZA AVUKATI, UZUNKÖPRÜ CEZA AVUKATI, MERİÇ CEZA AVUKATI, HAVSA CEZA AVUKATI, TEKİRDAĞ CEZA AVUKATI,boşanma, KARŞILIKSIZ ÇEK ŞİKAYETİ, ceza, aile, hukuku, keşan boşanma avukatı, keşan ceza avukatı, keşan , keşan sigorta avukatı, keşan sözleşme avukatı, keşan tapu avukatı, keşan miras avukatı, Keşan'da en iyi avukat, idare, tarım, taşınmaz, çiftçi, yabancı, göç, vatandaşlık, sigorta, kamulaştırma, danışmanlık, velayet, tapu davası avukatı, şirket avukatı, enez avukat, ipsala avukat, uzunköprü avukat, edirne avukat, keşan ceza avukatı, uyuştucurucudan ne kadar yatarım, keşan tapu davası avukatı, keşan ceza mahkemesi, keşan adliyesi