• bilgi@busrayigit.av.tr
  • 0543 745 40 75
ARA 0543 745 40 75

TAŞIMA/NAKLİYAT SÖZLEŞMELERİNDE TAŞIYICININ SORUMLULUĞU HAKKINDA YARGITAY KARARLARI

TAŞIMA/NAKLİYAT SÖZLEŞMELERİNDE TAŞIYICININ SORUMLULUĞU HAKKINDA YARGITAY KARARLARI

TAŞIMA SÖZLEŞMESİNE GÖRE EŞYA TAŞIRKEN MEYDANA GELEN ZARARLARDAN KİMİN SORUMLU OLDUĞUNA TİCARİ TEAMÜLE GÖRE KARAR VERMEK GEREKİR.

Eşyayı gönderenin taşınacak malı ve eşyayı hem yükleme hem boşaltma borcu bulunmaktadır.

Türk Ticaret Kanunu madde 863’e göre :

“(1) Sözleşmeden, durumun gereğinden veya ticari teamülden aksi anlaşılmadıkça; gönderen, eşyayı, taşıma güvenliğine uygun biçimde araca koyarak, istifleyerek, bağlayarak, sabitleyerek yüklemek ve aynı şekilde boşaltmak zorundadır. Taşıyıcı, ayrıca yüklemenin işletme güvenliğine uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür.

(2) Yükleme ve boşaltma ile ilgili olarak, durumun gereklerine göre belirlenecek makul bir süre için, aksi kararlaştırılmadıkça, ayrıca ücret istenemez.

(3) Taşıyıcı, sözleşme hükümlerine dayanarak veya kendi risk alanından kaynaklanmayan nedenlerle makul yükleme veya boşaltma süresinden daha fazla beklerse, bekleme ücreti olarak uygun bir ücrete hak kazanır.”

Ancak taşıma sözleşmesinde gönderilenin ya da taşıyıcının ya da başka birinin malı boşaltacağı yazıyorsa gönderenin böyle bir sorumluluğu yoktur.

Taşıyıcının eşyalar yüklenirken, boşaltılırken ve seyir halinde gideceği yere götürülürken eşyalara nezaret etme borcu bulunmaktadır. Bu borç malı yüklerken, boşaltırken ve seyir halinde götürürken mala ve üçüncü kişilere zarar gelmemesini sağlama ve gözetme borcudur.

TAŞIMADA MEYDANA GELEN ZARARLARDAN KİMİN KUSURLU OLDUĞU – MAL TAŞIMA ANINDA GERÇEKLEŞEN TRAFİK KAZASI NEDENİYLE MALDA MEYDANA GELEN ZARARIN KİM TARAFINDAN KARŞILANACAĞI- İLGİLİ TİCARET ODASINDAN GÖRÜŞ ALINARAK KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ- YARGITAY KARARI

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2018/2593

Karar Numarası: 2019/3646

Karar Tarihi: 13.05.2019

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 16/01/2018 tarih ve 2017/91-2018/29 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı ve davalı ... ve ... vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, sebze ve meyve komisyoncusu olan davacının 25/04/2012 tarihinde davalılardan ...'ün maliki olduğu diğer davalı ...'un sürücüsü olduğu araç ile Antalya'dan Trabzon'a sebze ve meyve nakli için anlaştığını, diğer davalı ... şirketine taşınan meyve ve sebzenin nakliyat emtia sigorta poliçesiyle sigorta ettirildiğini, araçtaki sebze ve meyvelerin nakil sırasında dağıldığının, yola döküldüğünün haber alındığını, mevcut malların bir kısmının sağlam olarak alınmış olmasına rağmen 27.000,00 TL'lik kısmının zayi olduğunu, davalı sürücünün aracı kullanırken gerekli dikkat ve itinayı göstermediğini, aracın yol koşullarına göre sürülmemesinin, üzerindeki yükün niteliği ve ağırlığına göre hızın ayarlanmamasının sürücünün kusurları olduğunu ileri sürerek; 27.000,00 TL zararın olayın meydana geldiği 25/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle beraber davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, (sigorta şirketinden poliçe limiti dahilinde kalmak üzere) karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı şahısların davacıya ait emtianın Antalya- Trabzon arasında taşınması işini üstlendiği, taşıma sırasında meydana gelen kaza sebebiyle emtianın hasara uğradığı, zararın meydana gelmesinde davacının %70, davalı şahısların ise %30 oranında kusurlu olduğu, taşınan eşyanın %25'nin zayi olduğu ve davalıların kusuruna isabet eden ve talep edilebilecek tutarın 5.019375 TL olduğu, her ne kadar davalı ... şirketine dava yönlendirilmiş ise de taraflar arasında düzenlenen sigorta poliçesinde yer alan kamyon klozu nedeniyle taşıma sırasındaki yük kayması ve buna bağlı zararların teminat altına alınmadığı, dolayısıyla dava konusu zararın sigorta şirketinden talep edilemeyeceği gerekçesiyle, davalı ... hakkındaki davanın reddine, davalı şahıslar hakkındaki davanın kısmen kabulüne 5.019,75 TL alacağın davalılar ... ve ...’den tahsiline karar verilmiştir.

Kararı davacı ve davalı ... ve ... vekilleri temyiz etmiştir.

1-) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar ... ve ... vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki (2) ve (3) nolu bentler dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.

2-) Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davalı şahısların davacıya ait sebze meyve emtiasının taşınmasını üstlendiği ve taşıma sırasında gerçekleşen kaza neticesinde taşıma konusu malda hasar oluştuğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taşıma konu emtianın ne kadarının zayi olduğu ve meydana gelen zararın kimin kusuruyla oluştuğu hususlarında toplanmaktadır. Davacı yan, davalıların kusuruyla gerçekleşen kaza neticesinde emtianın büyük bir kısmının zayi olduğunu ve toplamda 27.000,00 TL zarar oluştuğunu ileri sürmüş, davalı şahıslar ise, davacı yanca talep edilen zarar miktarının gerçeği yansıtmadığını eşyanın büyük bir kısmının kazadan kurtarılarak davacı yanca yeniden değerlendirildiğini savunmuştur. Mahkemece verilen ilk kararla, 13.180 kg malın zayi olduğu saptanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davalı şahıslarca, gerçekleşen kaza neticesinde davacı yanın iddia ettiği miktarda malın zayi olmadığı ve hasarın davacı yanın kusuruyla gerçekleştiği şeklindeki gerekçelerle temyiz kanun yoluna başvurulmuş, mahkemece uyulan Dairemiz bozma ilamında, davalı şahısların, zarar gören eşyanın miktarına ilişkin temyiz itirazları reddedilerek, karar, bozma ilamında belirtilen gerekçelerle, kusur hususundaki eksik inceleme sebebiyle davalı şahıslar yararına bozulmuştur. Bu itibarla, kaza neticesinde zarar gören eşyanın miktarına ilişkin taraflar arasındaki uyuşmazlık kesinleştiği gibi, bu hususta davacı yararına usuli müktesep hak oluşmuştur. Belirtilen nedenlerle, mahkemece, davacı yararına oluşan usuli müktesep hakkı ihlal eder nitelikte taşımaya konu eşyanın %25’inin zayi olduğu kabul edilerek sonuca gidilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

3-) Öte yandan, 6102 sayılı TTK’nın “Yükleme Ve Boşaltma” başlığını taşıyan 863/1 maddesi, “Sözleşmeden, durumun gereğinden veya ticari teamülden aksi anlaşılmadıkça; gönderen, eşyayı, taşıma güvenliğine uygun biçimde araca koyarak, istifleyerek, bağlayarak, sabitleyerek yüklemek ve aynı şekilde boşaltmak zorundadır. Taşıyıcı, ayrıca yüklemenin işletme güvenliğine uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür.” hükmünü haizdir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, zikredilen maddeye atıf yapılarak, yükleme sorumluğunun esas olarak gönderende olduğu, taşıyanın ise nezaret yükümlülüğü bulunduğu belirtilmiş ve meydana gelen zararın oluşumunda davacı yanın %70 oranında kusurlu olduğu mütala edilmiştir. Davacı yan, rapora itirazında, TTK’nın 863. maddesine göre, yükleme sorumluluğu esasen taşıyanda olsa da, yine aynı maddeye göre, bu kuralın istisnasının aksi yönde bir ticari teamül bulunması olduğunu, meyve sebze hali sektöründeki ticari teamüle göre, malın taşıyan tarafından araca yüklendiğini, istiflemenin ise taşıyan tarafından yapıldığını, bu yönde bir ticari teamül bulunup, bulunmadığının araştırılması gerektiğini ileri sürmüştür. Mahkemece, zikredilen hususta davacı yanın itirazları doğrultusunda araştırılma yapılmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, davacının iddia ettiği şekilde bir ticari teamül bulunup bulunmadığının Ticaret Odası nezdinde araştırılarak, sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş; hükmün belirtilen sebeple de davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı şahıslar vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 271,10 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı ... ve ...'den müştereken ve müteselsilen alınmasına, 13/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

TAŞIYICININ MAL BOŞATILIRKEN VE YÜKLENİRKEN BU İŞLEMLERDE HAZIR BULUNMAMASI NEDENİYLE SORUMLU OLDUĞU HAKKINDA YARGITAY KARARI

CAM TAŞIMACILIĞINDA TAŞIYANIN SORUMLULUĞU- CAM NAKLİYATINDA CAMLARDA MEYDANA GELEN HASARLARDA NAKLİYECİNİN SORUMLULUĞU

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2014/3507

Karar Numarası: 2014/11005

Karar Tarihi: 10.06.2014

Taraflar arasında görülen davada İzmir 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28.11.2013 tarih ve 2012/207-2013/1282 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilince nakliyat emtia sigorta poliçesiyle sigortalı cam emtiasının davalı tarafından İzmir Sivas arası taşınması sırasında meydana gelen sarsıntılar nedeniyle hasarlandığını, müvekkilinin hasar nedeniyle sigortalısına 5.377,00 TL ödediğini ileri sürerek, 5.377,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, yüklemenin gönderici tarafından yapıldığını, cam emtiasının yüklenmesi ayrı bir bilgi ve tecrübe gerektirdiğinden müvekkilinin yüklemeye karışmadığını, müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, yükleme ve istiflemenin gönderen tarafından gerçekleştirildiği, davalı taşıyıcının müterafik kusuru bulunmadığı, davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.

Dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK'nın 781/1. maddesi "Taşıyıcı eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim olunduğu tarihe kadar geçen müddet içinde; uğradığı zıya ve hasardan mesuldür. Taşıyıcı zıya ve hasarın: 1. kendi kusurundan doğmayan bir sebepten; 2. eşyada zaten mevcut noksan ve ayıplardan, yahut eşyanın mahiyetinden veya ambalajın fena yapılmasından; 3. gönderen veya gönderilenin fiilinden yahut verdikleri emir ve talimatın tatbikinden; ileri geldiğini ispat edecek olursa mesuliyetten kurtulur." hükmünü haizdir.

Dairemizin yerleşmiş kararlarında da belirtildiği üzere, yükleme gönderen tarafından yapılsa dahi taşıyıcının taşıma sırasındaki yol, güzergah ve iklim koşullarını düşünerek her türlü tedbiri alması varsa hatalı ambalajlama, istifleme, yükleme ve boşaltmaya karşı çıkması gerekmektedir. Taşıyıcının ambalajlama ve istifleme aşamasında nezaret görevini basiretli bir taşıyıcıdan beklenen davranışla yerine getirmesi, gördüğü aksaklığı derhal gönderene veya alıcıya bildirmesi icap etmektedir. Taşıyıcı tarafından bu sorumlulukların gereği gibi yerine getirilmemesi durumunda hasardan doğan sorumluluğun dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nun 44. maddesi uyarınca taşıyıcı ile diğer sorumlular arasında paylaştırılması gerekir.

Somut olayda, sigortalı tarafından gönderilen cam emtianın taşıma sırasında meydana gelen sarsıntılar nedeniyle birbirine ve sehpa demirine çarpması neticesi hasarlandığı, taşınan emtianın niteliği gereği yüklemenin gönderici tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı taraf, yüklemenin gönderici tarafından yapıldığını, bu nedenle sorumluluğu bulunmadığını savunmakta ise de, davalı duruşmadaki beyanında kasaya dayanan camın önüne koruyucu köpük konulduğunu, ancak camlar arasına herhangi bir koruyucu malzeme yerleştirmediğini, ilk defa cam taşıdığı için bu şekildeki yüklemeye müdahale etmediğini ifade etmesi karşısında, yukarıda açıklandığı üzere 6762 sayılı TTK'nın 781. maddesi uyarınca davalı taşıyıcının nezaret görevini tam olarak yerine getirdiğinden söz edilemeyeceğinden, davalı taşıyıcının müterafik kusurunun bulunmadığı yönündeki bilirkişi raporuna itibar edilemez. Bu durumda, davalı taşıyıcının kusur oranı ile hasar bedeli konusunda alanında uzman yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

Keşan Avukat, boşanma, ceza, aile, hukuku, Keşan'da en iyi avukat, idare, tarım, taşınmaz, çiftçi, keşan en iyi avukat, edirne ceza avukatı, keşan ceza avukatı,yabancı, göç, vatandaşlık, sigorta, kamulaştırma, danışmanlık, velayet.

MAKALELER