• bilgi@busrayigit.av.tr
  • 0543 745 40 75
ARA 0543 745 40 75

TAŞIMA SÖZLEŞMESİNE GÖRE EŞYA TAŞIYANIN EN YÜKSEK ÖZENLE TAŞIMASI GEREKTİĞİ HAKKINDA YARGITAY KARARLARI

TAŞIMA SÖZLEŞMESİNE GÖRE EŞYA TAŞIYANIN EN YÜKSEK ÖZENLE TAŞIMASI GEREKTİĞİ HAKKINDA YARGITAY KARARLARI

TAŞIMA SÖZLEŞMESİNE GÖRE EŞYA TAŞIYANIN EN YÜKSEK ÖZENLE TAŞIMASI GEREKTİĞİ HAKKINDA YARGITAY KARARLARI

NAKLİYAT/TAŞIMA SÖZLEŞMELERİNDE TAŞIYICININ HASAR SORUMLULUĞU

Nakliyat Sözleşmelerinde Taşıyıcının En Yüksek Özeni Göstermesi Gerekir. Taşıyıcı, Yardımcılarının Kusurundan Dolayı Malda Meydana Gelen Hasarlardan Sorumludur.

Taşıyıcı Araçta Meydana Gelen Arıza Sebebiyle Hasara Uğrayan Malların Sorumluluğundan Kurtulamaz.

Taşıyıcının sorumluluktan kurtulma sebeplerini kendisinin ispat etmesi gerekmektedir aksi halde sorumluluğu devam eder ve hasara uğrayan mallar için tazminat ödemek zorunda kalır. Örneğin araçta çıkan yangından dolayı meydana gelen zararlarda, yangının kendisinden kaynaklanmadığını ispat eden taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. Yangının araçtan dolayı meydana gelmiş olması, taşıyıcının yangını önlemesinin imkansız olması gibi iddialar taşıyıcı sorumluluktan kurtarmaz.

 

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2015/817

Karar Numarası: 2015/2126

Karar Tarihi: 18.02.2015

Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/07/2014 tarih ve 2012/552-2014/459 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin, nakliyat emtia sigorta poliçesi kapsamında sigortalısı ...'ye ait yağ emtiasının, davalı şirket tarafından diğer davalıların sahibi olduğu araç tarafından taşınması sırasında 12.04.2012 tarihinde araçta meydana gelen yangın nedeniyle hasar meydana geldiğini, 81.885 TL olarak tespit edilen hasar bedelinin sigortalıya 24.07.2012 tarihinde ödendiğini, müvekkili şirketin sigortalısı yerine kamil olduğunu, davalılara ihtar gönderilmesine rağmen alacağın tahsil edilemediğini ileri sürerek 81.885 TL'nin ödeme tarihi olan 24.07.2012 tarihiden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı şirket vekili davanın reddini istemiş, diğer davalılar cevap vermemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının sigortalısına ait emtianın davalılar tarafından taşınması sırasında çıkan yangın nedeniyle hasar gördüğü, dosya içerisindeki muayene belgesine göre aracın muayenesinin 01.10.2011 tarihinde yapıldığı ve 01.10.2012 tarihine kadar geçerli olduğu, buna göre taşımayı yapan .... plakalı aracın seyir halindeyken yanmaya başlaması ve sonrasında taşınan emtianın da yanmasıyla sonuçlanan olayda araç sürücüsünün ve sahibinin kusurunun olmaması nedeniyle taşıyıcının da kusurlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava, CMR Konvansiyonu'na tabi taşıma sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.

Taşıyıcının sorumluluğu ile ilgili temel kural, CMR'nin 17. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde hükmü uyarınca, taşıyıcı malları teslim aldığı andan, malların teslim edileceği zamana kadar malların tamamen veya kısmen kaybolmasından ve hasara uğramasından ve ayrıca gecikmeden sorumludur. İspat külfeti bakımından öncelikle gönderen veya gönderilenin taşıma konusu eşyanın taşıyana tam ve her türlü ayıptan ari olarak teslim olunmasına rağmen, bu eşyanın gideceği yere aynı şekil ve vasıfta varmadığını ispat etmesi halinde hasarın taşıyıcının kusur ve hatasından ileri geldiğinin ispat edilmesine gerek yoktur. Taşıyıcının sorumluluğu bir kusur sorumluluğu olmakla birlikte, genel kurallara aykırı olarak, ispat yükü tersine çevrilmiştir. Hasardan kaynaklı zarar nedeniyle sorumlu olmadığını savunan taşıyan, bu hasar sebebiyle kendisine atfı kabil bir kusurun bulunmadığını ispat etmelidir.

Taşıyıcıyı sorumluluktan kurtaran haller ise CMR'nin 17/2. maddesinde sayılmış olup, bu hallerden biri de, hasarın taşıyıcının kaçınamayacağı ve önleyemeyeceği bir halden kaynaklanmasıdır. Kaçınılamayacak durumun varlığı için taşıyıcı, deneyimli ve basiretli bir taşıyıcının göstermesi gereken özeni göstermiş olmalıdır.

Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, sigortalıya ait emtianın davalılara tam ve hertürlü ayıptan ari olarak teslim edildiği, ancak bu eşyanın gideceği yere varmadan hasarlandığı hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Bu hususun tartışmasız olması nedeniyle artık taşıyıcı hasardan kaynaklanan zarar nedeniyle kendisine atfı kabil bir kusurun bulunmadığını ispat edecektir. Yukarıda zikredildiği üzere de, sorumluluktan kurtulmak isteyen davalı taşıyıcının hasarın, CMR'nin 17/2. maddesinde belirlenen, yani hasarın taşıyıcının kaçınamayacağı ve önleyemeyeceği nedenle ileri geldiğini ispat etmesi gerekir. Somut olayda araçta meydana gelen yangının elektrik tesisatından kaynaklandığı belirlenmiştir. Bu belirlemeye göre, sırf aracın muayenesinin yapılmış ve kaza anında geçerli olması hususu davalıları sorumluluktan kurtarmaya yetecek bir özen değildir. Bu itibarla, taşıyıcının kazayı önleyemeyeceği yolundaki bilirkişi raporlarına itibar edilerek hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18/02/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

1- Dava, karayoluyla uluslararası yük taşınmasına konu eşyanın taşıyıcının kusuru sebebiyle hasara uğraması sebebiyle hasar bedelinin davalı taşıyandan rücuan tazmini istemine ilişkindir.

2- Hasarın, taşıma sırasında araçta meydana gelen elektrik arızası sebebiyle çıkan yangından kaynaklandığı konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davalı taşıyıcı aracın yasal yasal ve zorunlu trafik muayenesini kısa bir süre önce yaptırmak suretiyle araçta her hangi bir arıza ve bakım eksikliği bulunmadığını kanıtlamıştır. Olay günü olan 12/04/2012 tarihinde tutulan "Görgü Tespit Tutanağında" da, araç şoförünün, araçtan koku geldiğinde duruma vaziyet ederek aracı park etmeye çalıştığı esnada yangın olayı başladığı dikkate alındığında, araçta meydana gelen yangının önlenmesi hususunda davalı taşıyıcı tarafından gerekli tedbir ve önlemi aldığı anlaşılmaktadır. Nitekim yerel mahkemece, uzman makine mühendisi olan teknik bilirkişinin de 03/06/2013 tarihli raporunda yüke zarar veren yangının oluşumunda araç sahibi ve şoförüne atfı kabil bir kusurun bulunmadığı usulünce tespit edilmiştir. Davacı şirketin bu rapora itirazı üzerine yerel mahkemece, aralarında iki makine mühendisi bir sigorta hukukçusu bir taşıma hukukçusunun da bulunduğu beş kişilik heyetten alınan raporda da oybirliğiyle araçta meydana gelen yangında taşıyıcı ve şoförün bir kusuru bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

3- Hasarın, CMR 17/2 maddesinde de bahsedildiği üzere kaçınılmayacak ve önlenemeyecek bir sebepten kaynaklanmış olması sebebiyle, davalı taşıyıcı aleyhine açılan davanın reddine dair yerel mahkeme kararının doğru olduğu kanaatine varmam nedeniyle heyetimizin sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 25/02/2015

 

 

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2000/2114

Karar Numarası: 2000/3241

Karar Tarihi: 20.04.2000

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ KARARI

Taraflararasındaki davanın İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 26.11.1999 tarih ve 1997/101-1999/1097 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkili şirketin Türkiyedeki bir şirketten satın aldığı bornoz, havlu ve terlik emtialarının davalı şirkete ait Tırla İtalya'ya taşınması sırasında İtalya gümrüğünden geçtikten sonra başında şoförünün bulunmadığı sırada Tırın kaçırıldığını ve boş olarak başka biryerde terkedilmiş olarak bulunduğunu ileri sürerek çalınan malların değeri ve ödenen gümrük vergisi olmak üzere toplam 132.294.085.- İtalyan Lireti'nin faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı, CMR'nin 17. maddesi anlamında kusursuz olduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda soygunun gündüz olması, aracın kilitli iken camının kırılarak girilmesi, aracın memurların bulunduğu bölüme yakın gümrük sahasında iken gümrük işlemlerinin yapılması nedeniyle şoförünün yanında bulunamayışı sırasında kaçırılmış olması, şoförün gümrük sahasına geçişinin kısıtlı bulunması nedeniyle soyguna müdahale edecek durumda olmayışı dikkate alındığında CMR'nin 17.maddesi anlamında kaçınılmaz, taşıyıcının önleyemeyeceği bir nedenle malların çalındığının anlaşıldığı, dolayısıyla taşıyıcının sorumluluğunun bulunmadığı gerekçeleriyle davanın kanıtlanamadığından reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava, taşımadan doğan tazminat istemine ilişkindir.

TTK.nun 781. maddesinde, taşıyıcının, ziya ve hasarın kendi kusurundan doğmayan bir sebepten ileri geldiğini kanıtlayarak sorumluluktan kurtulacağı, dava konusu olaya uygulanması gereken CMR Konvansiyonunun 17/2. maddesinde de, hasar veya ziyanın, taşıyıcının önlemesine imkan bulunmayan durumlardan ileri gelmesi halinde taşıyıcının sorumluluktan ibra edileceği hüküm altına alınmıştır.

Dairemizin yerleşik uygulamasına göre, TTK.nun 20. maddesi uyarınca basiretli bir taşıyıcının göstermesi gereken dikkat ve özeni yerine getirmediği taktirde taşıyıcı, kusurlu sayılacaktır. Taşıyıcının, genel olarak gerekli dikkat ve özeni gösterdiğini kanıtlaması yeterli değildir. Ziya ve hasara neden olan olayın doğumunda kusurlu olmadığını da kanıtlaması gerekecektir.

Uyuşmazlık, TIR'ın kaçırılması sonrasında, içindeki emtiaların çalınmış olarak terkedilmiş bulunmasında, somut olayın meydana geliş biçimi itibariyle davalı taşıyıcının sorumluluktan kurtulup kurtulamayacağı üzerinde toplanmaktadır.

Davalı vekili, İtalya'nın riskli bir ülke olması nedeniyle hırsızlık olayının kaçınılmaz olduğunu savunduğuna göre, tam tersine taşıyıcının böyle bir ülkeye, yeterli önlemler alarak yola çıkması, bu meyanda ikinci bir şoför veya muavin bulundurmak, araca alarm taktırmak veya günün teknolojik olanaklarından yararlanılarak makul, uygulanabilir türden diğer tedbirleri alması gerektiğini söylemek mümkündür.

Gasp, kişiye karşı şiddet ve cebir kullanılarak eşyanın çalınması olduğuna göre, TIR'ın başında şoförün bulunmadığı sırada camın kırılarak ve düz kontak yaptırılarak kaçırılması şeklinde meydana gelen hırsızlık olayı, mücbir sebep olarak kabul edilemez. Öte yandan, TIR'ın gümrük sahasında iken şoförün sahaya geçişinin kısıtlı olduğu bir ortamda aracın başında yokken kaçırıldığı şoförün tek taraflı beyanına dayanılarak İtalyan polisinin düzenlediği tutanak ile belirlenmiş olup, bu konuda tarafsız sayılabilecek gümrük idaresinin düzenlediği resmi bir tutanak bulunmamaktadır. Bilirkişi raporunda, ikinci şoför bulundurulmasının maliyeti arttıracağı bu nedenle de taşıyıcı firmaların tercih edilemeyeceği dolayısıyla bu yöndeki tedbirin alınmasının beklenemeyeceği yönünde belirtilen kanaate katılmak mümkün değildir.

Bu durumda mahkemece, taşıyıcının kusursuzluğunu kanıtlayamadığı kabul edilerek davanın kabulü yerine rapora itibar edilerek yazılı gerekçelerle davalının sorumluluğunun bulunmadığından bahisle davanın reddi bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı şirket yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20.04.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2007/201

Karar Numarası:2008/1874

Karar Tarihi: 19.02.2008

KARAYOLU İLE YAPILAN ULUSLARARASI EMTİA TAŞIMASI

TAŞIMA SIRASINDA MEYDANA GELEN HASAR

ÖZETİ: Basiretli bir taşıyıcının göstermesi gereken dikkat ve özeni göstermeyen taşıyıcı, kusurlu sayılacaktır. Taşıyıcının, genel olarak gerekli dikkat ve özeni gösterdiğini kanıtlaması yeterli değildir. Ziya ve hasara neden olan olayın doğumunda kusurlu olmadığını da kanıtlaması gerekecektir.

Davacı-karşı davalı taşıyıcının İtalya gümrüğünde yapılan aramada donmuş emtianın soğuk hava deposuna indirilip aracın aranması ve daha sonra İtalya gümrük idaresi tarafından yeniden yüklenmesine müdahale etme imkanının olup olmadığının araştırılıp, tartışılması gerekir.

Taraflar arasında görülen davada Mersin Asliye 1.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 28.07.2006 tarih ve 2006/229-2006/511 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ihsan A. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin davalının emtiasını Türkiye'den Almanya'ya taşıdığını, navlun bedelinin tahsili için başlatılan takibe davalının haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.

Davalı-karşı davacı vekili, davacının emtiayı alıcısına hasarlı teslim ettiğini, bu nedenle nakliye bedeli talep hakkının bulunmadığını savunarak, davanın reddini, karsı dava olarak da, emtiadaki hasar bedeli olan 12.010,22.-YTL'nin davalıdan tahsilini istemiştir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar Dairemizce "davalı tarafından hem borca hem de icra dairesinin yetkisine, bunun yanında mahkemenin yetkisine de itiraz edilmesi nedeniyle, mahkemece, icra dairesinin yetkili olup olmadığı hususu değerlendirilmeden, doğrudan mahkemenin yetkisine yapılan itirazın reddine karar verilerek esasa girilmesinin doğru olmadığı" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece, bozma ilamına uyularak, icra dairesinin yetkili olduğu ve emtianın İtalya gümrük yetkililerince, arama amaçlı olarak boşaltıldığı ve arama sonrası yeniden yüklendiği, usulünce istiflenmemesi nedeniyle ısı sirkülasyonunun sağlanamadığı, bu nedenle taşınan donmuş emtianın buzunun çözüldüğü, ancak hasarın oluşmasında davacının kusurunun bulunmadığı gerekçeleriyle, asıl davanın kısmen kabulüne, davalı-karşi davacının davasının ise reddine karar vermiştir.

Kararı, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

Asıl dava, uluslar arası taşıma nedeniyle navlun bedelinin tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali, karşı dava ise emtiada meydana gelen hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Uyuşmazlığa uygulanması gereken Karayolu ve Milletlerarası Mal Nakliyatı Mukavelesi İle İlgili Anlaşma (CMR)'nin 17/1. maddesi uyarınca, kural olarak taşıyıcı malları teslim aldığı andan teslim edinceye kadar, bunların tamamen veya kısmen kaybından ve vuku bulacak hasardan mesul ise de, aynı Konvansiyon' un 17/4-c maddesi uyarınca, malların gönderici, alıcı veya bunlar adına hareket eden şahıslar tarafından taşınması, yüklenmesi, istif edilmesi veya boşaltılması nedeniyle oluşan hasarlardan dolayı taşıyıcının ibra edileceği belirtilmiştir.

Dairemizin yerleşik uygulamasına göre, TTK.'nun 20. maddesi uyarınca basiretli bir taşıyıcının göstermesi gereken dikkat ve özeni göstermeyen taşıyıcı, kusurlu sayılacaktır. Taşıyıcının, genel olarak gerekli dikkat ve özeni gösterdiğini kanıtlaması yeterli değildir. Ziya ve hasara neden olan olayın doğumunda kusurlu olmadığını da kanıtlaması gerekecektir.

Somut olayda, İtalya gümrüğünde davacıya ait araçta kaçak mal olup olmadığının tesbiti için dondurulmuş emtianın indirilip arama yapıldıktan sonra yeniden yüklenmesi, ancak bu yüklemenin usulünce yapılmaması nedeniyle yeterli hava sirkülasyonu sağlanamadığından emtianın bozulduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, kaçak mal araması sırasında emtianın italya gümrük idaresi tarafından indirilmesi ve aynı idare tarafından yeniden yüklenmesi sırasında oluşan hasardan somut olayın meydana geliş biçimi itibariyle, davacı taşıyıcının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Davalı-karşı davacı vekili, İtalya gümrüğünde yapılan aramada dondurulmuş biber emtiasının soğuk zincirinin kırılmaması için temin edilecek bir soğuk hava deposuna emtianın boşaltılmamasına ve yeniden yapılan yüklemenin hava sirkülasyonunu sağlayacak şekilde yapılmamasına davacı taşıyıcının müdahale etmediğini, bu nedenle oluşan hasardan sorumlu olduğunu iddia etmiştir.

Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı-karsı davacı vekilinin bu iddiası üzerinde yeterince durulmamıştır.

Davacı-karşı davalı taşıyıcının İtalya gümrüğünde yapılan aramada donmuş emtianın soğuk hava deposuna indirilip aracın aranması ve daha sonra İtalya gümrük idaresi tarafından yeniden yüklenmesine müdahale etme imkanının olup olmadığı tartışılmamıştır.

Bu itibarla, mahkemece, içinde uluslar arası taşıma işini fiilen yapan bir bilirkişinin de olduğu heyetten yeniden rapor alınmak suretiyle, somut olayın özelliklerine göre davacı taşıyıcının, arama sırasında emtianın istenilen yere indirilmesi ve usulüne uygun bir şekilde yeniden yüklenmesini sağlama imkanının olup olmadığı, dolayısıyla oluşan hasardan sorumlu olup olmadığının tesbit edilerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenle davalı-karşı davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı-karşı davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 19.02.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan                        Üye                 Üye                    Üye                            Üye

Yurdaer Özdilek         A.Özgan          L.Yavuz            H.G.Vuraloğlu           A.A.Doğan

 

 

 

 

 

Keşan Avukat, boşanma, ceza, aile, hukuku, Keşan'da en iyi avukat, idare, tarım, taşınmaz, çiftçi, keşan en iyi avukat, edirne ceza avukatı, keşan ceza avukatı,yabancı, göç, vatandaşlık, sigorta, kamulaştırma, danışmanlık, velayet.

 

MAKALELER